Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Baba kabrini ziyaret

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
sevgi




Mesaj Sayısı : 31
Kayıt tarihi : 24/07/09

Baba kabrini ziyaret Empty
MesajKonu: Baba kabrini ziyaret   Baba kabrini ziyaret EmptySalı Tem. 28, 2009 3:02 pm

Kâinatın Efendisi, altı yaşında… Bu sırada Hz. Âmine’nin içine Medine’yi ziyaret arzusu doğdu. Maksadı Abdülmuttalib’in annesi tarafından kendilerine dayı gelen Adiyy bin Neccaroğullarını görmek, hem de orada medfûn bulunan bahtiyar kocasının kabrini ziyâret etmekti. Bu maksatla hazırlıklar yapıldı. Günü gelince Mekke’den biricik oğlu ve dadısı Ümmü Eymen’le birlikte hareket etti. Âmine’nin âlemi şen ve neşeli olması lâzım gelirken, bilâkis hüzünle kaplı idi. Sanki bir daha bu mukaddes beldeye ve bu Saâdet Güneşinin doğuşuna sahne olan mübârek eve kavuşamayacakmış gibi tekrar tekrar dönüp Mekke’ye bakıyordu.

Mevsimin en sıcak günlerinde yaptıkları yorucu bir yolculuktan sonra Medine’ye vardılar. Efendimizin dayısı oğullarından Nabiga’nın evine indiler. Hz. Âmine, bu evin avlusunda bulunan aziz kocasının kabrinin başına gözyaşları içinde yıkılıverdi. Gözyaşları Abdullah’ın kabrinin toprağını bol bol suladı.

Peygamber Efendimiz de, ilk defa ruhunda yetimliğin acısını bu manzara karşısında duydu. O da, muhterem pederinin kabrine damla damla gözyaşı serpti. Sanki bu damlalar Hz. Abdullah’a bir gül demeti yerine takdim ediliyordu.



* * *



Peygamberimiz, Yahudî âlimlerinin dikkatini çekiyor

Medine’de geçirdikleri tatlı günlerinin birinde, Peygamberimiz, dadısı Ümmü Eymen’le, kaldıkları evin kapısı önünde oturuyordu. Oradan geçen ruhânî kıyafetinde iki Yahudî, birden dikkatlerini onun üzerine diktiler. Peygamberimiz bu bakışlardan rahatsız olmuş gibi içeri girdi. Yahudîler geçip gitmediler ve Ümmü Eymen’e yaklaşarak sordular:

"Bu çocuğun adı nedir?"

Ümmü Eymen, onları tanımıyordu. Art niyetli olabilirler ihtimâlini gözönünde bulundurarak, "Niçin soruyorsunuz?" dedi.

Adamlar itimad telkin eder şekilde konuştular.

"Bizim tanıdığımız bir çocuğa benziyor da, onun için sorduk. Lütfen söyler misiniz, onun adı nedir?"

Ümmü Eymen, davranışlarından ve konuşmalarından pek korkulacak kimseler olmadığı kanaatına varınca, "Onun adı Ahmed’dir" dedi.

İki Yahudî bu cevap üzerine aradıklarını bulmuş gibi birbirlerine tebessümle bakıştılar. Sonra içlerinden biri Ümmü Eymen’e yalvardı: "Ne olur, onu buraya biraz çağırır mısın?"

Ümmü Eymen tekrar tereddüde kapıldı. Neden, niçin istiyorlardı? Fakat adam bu tereddüdü şu sözleriyle izâle etti:

"Bizler," dedi, "iyilikten başka birşey düşünmeyen insanlarız. Kimseye zarar vermeyiz. Allah için onu seviyoruz ve senden çağırmanı istiyoruz."

Ümmü Eymen, arzularını reddetmedi. İçeri girdi. Biraz sonra Peygamberimizle birlikte çıkıp geldi.

Peygamberimizi görür görmez iki Yahudî de yerlere kadar eğildiler. Sonra da sevgi ve hürmet karışığı bir edâ içinde Efendimize yaklaştılar. Onu tepeden tırnağa süzdüler. Sonra sırtını açtılar, baktılar. Her ikisinin heyecan ve hayretleri gözlerinden okunuyordu. Birinin diğerine şöyle dediğini Ümmü Eymen duydu:

"İşte bu çocuk, bu ümmetin peygamberidir. Bu şehir de onun hicret edeceği yerdir. Bu memlekette çok şiddetli savaşlar, hicretler ve büyük işler olacaktır."1 Bu sözlerinden sonra ikisi de uzaklaşıp gittiler.

Yine, rivâyete göre, Resûl-i Ekrem Efendimiz, yüzmeyi bu ziyâreti esnasında, Benî Neccar Kuyusu denilen suda öğrenmiştir.2
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Baba kabrini ziyaret
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Peygamber Efendimizin baba ve annesinin erken vefâtlarının hikmeti

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: (¯`·.(¯`·.____İSLAM____.·´¯).·´¯) :: Peygamber Efendimiz-
Buraya geçin: