Neml/88 (Ümit Şimşek)
Dağları görür, onları hareketsiz sanırsın. Oysa onlar bulutların geçişi gibi geçip gitmektedirler.(12) İşte bu Allah'ın sanatıdır ki herşeyi sapasağlam yaratmıştır. Hiç şüphesiz, O, sizin işlediklerinizden de haberdardır.
Yukarıdaki ayette de yine yer kabuğu levhalarının hareketine atıfta bulunulmaktadır. Bu levhaların hareketiyle birlikte dağlar da onlar üzerinde adeta sürüklenmektedir.
“Gökten su indirmek” ve “Yağmur”
Casiye-5
Gece ile gündüzün değişmesinde, Allah'ın gökten rızık (kaynağı yağmuru) indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgarları çevirmesinde (yönlendirmesinde) aklı olan bir kavim için bir çok deliller vardır.
Not : (kaynağı yağmuru) Elmalı’nın bu eklemesi hatalı… Parantezler zaten ekleme olduğunu gösteriyor.
Bakara-164
Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akan gemide, Allah'ın yukarıdan bir su indirip onunla toprağı ölmüşken diriltmesinde, üzerinde deprenen hayvanları yaymasında, rüzgarları değiştirmesinde, gökle yer arasında boyun eğmiş bulutta akıllı olan bir topluluk için elbette Allah'ın birliğine deliller vardır.
Enam-99
Gökten su indiren de O'dur. Onunla her çeşit bitkiyi çıkardık, ondan bir yeşillik çıkardık, ondan da birbiri üzerine binmiş taneler çıkarırız, hurma ağacının tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzüm bağları, zeytin ve narı da çıkardık. Bunların kimi birbirine benzer, kimi benzemez. Bakın herbirinin meyvesine, bir meyve verdiği zaman, bir de olgunlaşmasına. Şüphesiz şu size gönderilende inananlar için bir çok ibretler vardır.
Nahl-65
Allah gökten bir su indirdi de onunla yeri ölümünden sonra diriltti. Şüphesiz ki, bunda dinleyecek bir topluluk için bir ibret vardır.
Taha-53-54
Yeryüzünü sizin için bir döşek yapan, orada size yollar açan ve gökten bir su indiren O'dur." dedi. İşte Biz, bu su sayesinde çeşitli bitkilerden çifter çıkarmaktayız.
Hem yiyiniz, hem de hayvanlarınızı güdünüz; gerçekten bunda doğruya kılavuzluk eden akıl sahipleri için birçok deliller vardır.
Furkan/48-50
Yine O, rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci olarak göndermekte ve Biz, gökten tertemiz bir su indirmekteyiz ki,
bununla ölü bir beldeyi diriltelim ve yarattığımız nice hayvan sürülerini ve bir çok insan kümelerini sulayalım.
Andolsun ki onu aralarında, düşünsünler ve ibret alsınlar diye evirip çevirmekteyiz. Yine de insanların çoğu dayatmakta ve nankörlükten başkasına yanaşmamaktadır.
Rum-24
Yine size hem korku ve hem de ümit için şimşeği göstermesi ve gökten bir su indirip de onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat vermesi, O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda aklını çalıştıran bir toplum için ayetler vardır.
Araf-57
O, rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci olarak yollayan Allah'tır. Nihayet onlar, yağmur yüklü ağır ağır bulutları hafif birşey gibi kaldırıp yüklendiklerinde, bakarsın Biz onları ölü bir memlekete gönderip oraya su indirmiş ve orada her türlüsünden ürün çıkarmışızdır. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Gerek ki düşünüp ibret alasınız.
Bu ayetlerde akla delil/ibret olarak sunulan ana tema “gökten indirilen su ile yerin ölümünden sonra diriltilmesidir”. Yani buna bir tasarım argümanı olarak bakmak gerekir.
Ancak ayetlerde açıkça “gökten su indiren de O’dur” şeklinde ifadeler de vardır (bakınız: Enam/99). Neden “gökten bir su indirmek” ifadesi? Neden basitçe “yağmur indirmek” değil?
Bunun nedeni yağmurun yağmasının gökten su indirmenin son ve zaruret halini almış aşaması olması gerek…
Bunu daha iyi değerlendirebilmek için bu ifadenin neleri kapsadığını kavramamız gerek… “Gökten su indirmek” ifadesinin içerdiği süreçleri yüce Allah Nur/43 ayetinde şöyle tanımlıyor:
Nur/43
Baksana şu gerçeğe, Allah bir bulut sevk ediyor, sonra onun açıklığını birleştiriyor, sonra onu yoğunlaştırıyor da sen onun içinden yağmurun çıktığını görüyorsun. Bir de gökten, ondaki dağlardan bir dolu yağdırıyor ve onu dilediğine isabet ettiriyor, dilediğinden uzaklaştırıyor. Şimşeğinin parıltısı da neredeyse gözleri alıverecek.
Bu süreçler rüzgârlar vasıtasıyla bulutların sevk edilmesi ile başlıyor, açıklığının birleştirilmesi, üst üste yığılması ve nihayet yağmurun yağdırılması aşamalarını içeriyor. Bu ayette Kuran sonuç zaruret halini alıncaya kadar olan aşamaları Allah’a atfediyor ve ne zaman ki artık bir zaruret söz konusu olduğunda ifade tarzını ilginç bir şekilde değiştiriyor.
Allah yukarıdaki ayetlerin hepsinde “gökten bir su indirmek” ifadesini kullanmakla bu süreçlerin hepsine birden işaret ediyor. Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi bu ayetlerde “delil/işaret” olan “gökten indirilen su ile yerin ölümünden sonra diriltilmesidir”.
Yine de “Gökten su indirmek” ifadesinin kullanılmasının önemi, bu ifadenin tüm süreçleri içermesi ve zaruret halini almış bir olgunun ayette doğrudan Allah’a atfedilmemesidir. Çünkü bu özel ifade sadece yağmuru değil, yağmura kadar gerçekleşen tüm süreçleri içine almaktadır ve Kuran’ın bu süreçleri açıklayan bir ayetinde (Nur/43) yağmura kadar olan süreçlerin Allah’a atfedildiğini, sonuç zaruret halini aldığında ise ifade tarzının değiştirildiğini gördük.
Nitekim Lokman/34 ayetine bakarsak eğer, bu ifadenin Kuran’ın her yerinde basitçe “yağmur yağdırmak” anlamında kullanılmayan özel bir ifade olduğunu görürüz:
Lokman-34
Muhakkak Allah; evet kıyamete (dair) bilgi sadece O'nun yanındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde ne var O bilir. Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini de bilemez. Şüphesiz ki Allah herşeyi bilir, herşeyden haberdardır.
Aradaki farkı net olarak görebiliriz. Ayrıca aşağıdaki ayetler Kuran’ın “gökten bir su indirmek” ifadesinin rüzgârlarla ilişkisini göstermesi bakımından önemlidir:
Furkan/48-50
Yine O, rüzgarları rahmetinin önünde müjdeci olarak göndermekte ve Biz, gökten tertemiz bir su indirmekteyiz ki,
Hicr/22
Bir de aşılayıcı rüzgarlar gönderdik de gökten bir su indirip sizi onunla suladık. Onu depolarda tutan da siz değilsiniz.
Korku ve Ümit için Şimşeğin Gösterilmesi
Rum-24
Yine size hem korku ve hem de ümit için şimşeği göstermesi ve gökten bir su indirip de onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat vermesi, O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda aklını çalıştıran bir toplum için ayetler vardır.
“İşte bu bir hata” mı diyorsunuz? Doğrusu şimşek her ne kadar kaotik bir sürecin ürünü olsa da, bu kaotik sürecin son basamağı olması açısından gerçekten de bir zarurettir. Ancak burada dikkat çekici nokta ayette “size hem korku hem ümit için şimşeği göstermesi O’nun ayetlerindendir” denmesidir. Açıkçası burada “ayet” olan şimşeğin gösterilmesi değil, şimşeğin görülmesinin neden olduğu korku ve ümit gibi insani duygulardır. Belki bunun zorlama bir yorum olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak bu ayet Rum suresi 20. ayetle başlayan ve 25. ayete kadar devam eden bir bölümün parçasıdır ve eğer bu ayetlere dikkatli bakarsak söylediğimiz şeyin doğruluğu açıkça görülecektir. Örneğin bu ayetlerden bir tanesi olan Rum suresi 21. ayete bakalım:
Rum/21
Yine sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve bir esirgeme yapması da O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için ibretler vardır.
Rum/21’de ne dendiğine dikkat edin: “aranızda bir sevgi ve bir esirgeme yapması O’nun ayetlerindendir”. Bunlar insani duygular değil de nedir? O halde neden Rum/24’ü bundan ayrı değerlendirelim?
Kısacası bu ayette “ayet/işaret” olan şimşeğin kendisi değil, görüldüğünde sebep olduğu insani duygulardır. Bu duygular ruhumuzun tasarımlarıdır. Sonuçta bir taş parçası şimşek karşısında insanın hissettiği duyguları hissetmez. Allah’ın işaret olarak sunduğu da bunlardır, şimşek değil.
Yine de son derece katı ve kuralcı bir yaklaşımla ayeti değerlendirenler olabileceği için şunu da ilave etmek gerek: Ayette “şimşek” ile ilgili ifadeye dikkat edin: “şimşeği göstermesi”… Evet, şimşek bir atmosfer olayları serisinin zaruret halini almış son aşamasıdır. Ancak, “şimşeği göstermesi” ifadesine zaruret denmesi mümkün değildir. Çünkü birine şimşeği göstermek için o kişinin gören bir göze sahip olması gerekir! Bu ifade basitçe zaruret olan bir olgudan kaçınmaktan daha fazla bilgi içeriyor ve görmenin de Allah’tan olduğunu vurguluyor. Elbette “şimşeği göstermesi” ifadesiyle gözlerimiz anlatılarak bize delil/işaret sunuluyor diyecek değiliz. Ama sonuçta şimşeği gördüğümüzde hissettiğimiz duyguları anlatan ince bir ifade… Bu açıdan “şimşeği göstermek” ifadesini tek başına değerlendirmeye kalkan biri bile bunun bir zaruret olduğunu iddia edemez. Kısacası bu ayette böyle kimseler için bile bir “gedik” bulmak mümkün değil!
Rum/20-25 ayetlerini bir kez de topluca veriyorum:
Rum/20-25
Yine O'nun sizi topraktan yaratması (yüce kudretine delalet eden) ayetlerindendir ki, sonra da siz şimdi bir beşersiniz, yayılıp duruyorsunuz.
Yine sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve bir esirgeme yapması da O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için ibretler vardır.
Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve benizlerinizin farklı oluşu da O'nun ayetlerindendir. Şüphe yok ki, bunda ilim sahipleri için ayetler vardır.
Yine gecede, gündüzde uyumanız ve lütfundan nasip aramanız da (O'nun) ayetlerindendir. Şüphe yok ki, bunda işiten bir toplum için ayetler vardır.
Yine size hem korku ve hem de ümit için şimşeği göstermesi ve gökten bir su indirip de onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat vermesi, O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz ki bunda aklını çalıştıran bir toplum için ayetler vardır.
Yine göğün ve yerin O'nun emriyle durması da O'nun ayetlerindendir. Sonra sizi bir çağırış çağırdığı zaman siz hemen yerden çıkarsınız.
Nur/43-44
Nur/43-44
Baksana şu gerçeğe, Allah bir bulut sevk ediyor, sonra onun açıklığını birleştiriyor, sonra onu yoğunlaştırıyor da sen onun içinden yağmurun çıktığını görüyorsun. Bir de gökten, ondaki dağlardan bir dolu yağdırıyor ve onu dilediğine isabet ettiriyor, dilediğinden uzaklaştırıyor. Şimşeğinin parıltısı da neredeyse gözleri alıverecek.
Allah gece ile gündüzü ardarda çeviriyor. Şüphe yok ki, bunlarda gözü olanlar için kesin bir ibret vardır.
Bu ayetler oldukça ilginç ve üzerinde birazcık durulması gerekiyor. Nur/43 ayetinin “gökten su indirilmesi” ifadesindeki süreçleri açıkladığını daha önce görmüştük. Ancak E. Hamdi Yazır’ın mealinde Nur/44 ayeti “bunlarda ibret vardır” diye çevrilerek Nur/43’te verilen fiziksel olaylar da “ibretler” arasına katılmış.
Bu ayette ayrıca “dolu yağdırıp onu dilediğine isabet ettirdiği, dilediğinden uzaklaştırdığı” söyleniyor.
İlk başta da söylediğim gibi bu ayetler gerçekten ilginç! E. Hamdi Yazır’ın mealinde “dolu yağdırmak” ifadesi yer alıyor. Ama aynı ayetlerin Ümit Şimşek’in mealinde değişik bir şekilde çevrildiğini görüyoruz:
Nur/43 (Ümit Şimşek)
Görmedin mi: Allah bulutları azar azar sevk eder; sonra onları birleştirir ve üst üste yığar. Derken, onun arasından yağmurun çıktığını görürsün. Allah gökten öyle dağlar indirir ki, bazan onda dolu da bulunur; onu Allah dilediği kimsenin başına indirir, dilediğinden de uzak tutar. Onun şimşeğinin parıltısı ise gözü alacak gibidir.
Ümit Şimşek “dağlar indirmek” ifadesini kullanmış. Aynı ifadeye diğer Türkçe, İngilizce ve Almanca meallerde de rastlıyoruz. Örneğin A. Yusuf Ali de İngilizce mealinde “dağlar indirmek” ifadesini tercih etmiş. İşin aslı neredeyse bütün bilinen İngilizce meallerde “içinde dolu bulunan dağlar indirir” ifadesinin tercih edildiğini görüyoruz.
Eğer “dağlar indirmek” ifadesi doğru ise bu durumda doğrudan bir zaruretten kaçınılmış olur. Ancak “dolu indirir” ifadesi doğru olsa bile bu ifadenin yağmurun oluşma aşamalarından bahseden bir ayette verildiğine dikkatinizi çekmek isterim. Dolayısıyla bu ayeti içinde bulunduğu bağlamda değerlendirirsek, “dolu indirmenin” de bütün bu süreçleri içerdiğinin, içinde geçtiği bağlam vasıtasıyla ifade edildiğini söyleyebiliriz. Sonuçta bir şeyi söylemenin pek çok yolu vardır ve söylenen şey içinde yer aldığı bağlamda değerlendirilir.